En İyi Film Oscar’ını Sonuna Kadar Hak Eden Ama Alamayan 5 Mükemmel Film

Herkes en iyi film adayları için Oscar tahminlerini yaparken, törende mutlaka bir takım sürprizler olacaktır. Akademi Ödülleri, her şeye rağmen yıllar içinde gelişen köklü ve saygı duyulan önemli bir gelenek haline gelmiştir. Pek çok Oscar ödüllü film büyük beğeni toplasa da, altın heykeli kazanmayı sonuna kadar hak eden ama bunu başaramayan pek çok film var. Bu liste tüm zamanların en çok eleştirel beğeni toplayan ve üzerimizde büyük etki bırakan filmlerinden bazılarını içeriyor. En iyi film kavramı son derece subjektif bir kavram olsa da, birçok insan bu filmlerin, büyük ödülü eve götürme şansını fazlasıyla hak ettiğine inanıyor. Bu listemizde sizlere sonuna kadar hak ettikleri altın heykelciği alamayan 5 kaliteli filmi derledik.

Yurttaş Kane – 1941

Yurttaş Kane hakkında bugüne kadar çok fazla şey yazılıp çizildi. Filmin birçok kişi tarafından tüm zamanların en iyi filmi olarak kabul edildiğini ve modern sinemadaki etkisinin her zaman mevcut olduğunu söylemek yeterli. Orson Welles’in medya kralı William Foster Kane’in hayatını anlattığı ilk uzun metrajlı filmi, piyasaya çıktığı andan itibaren büyük bir ticari başarı elde etti. Aldığı övgü ve beğeni miktarıyla, Yurttaş Kane’in de En İyi Film Ödülü’nü kazanması gerektiği düşünülebilir. Pek çok kişiyi şaşırtan bir şekilde, birden fazla daldaki adaylığına rağmen, Kane en iyi film adaylığını kaybetti ve sadece en iyi senaryo ödülünü kazandı. Bazı eleştirmenler ve hayranlara göre Yurttaş Kane’in En İyi Film Oscar’ını kazanamaması tam bir fiyaskoydu. Özellikle Kane’in piyasaya sürülmesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala, yaratıcı, çığır açan ve özgün bir yapım olarak görülmesi göz önüne alındığında, bu fikre katılmamak çok zor.

Ucuz Roman – 1994

1994’te sinemayı yeniden tanımlamaya çalışan birkaç film vardı, ancak Quentin Tarantino’nun kült filmi Ucuz Roman bunu özgünlüğü ve sektöre getirdiği yeniliklerle yaptı. Film, modern sinemayı yeniden tanımlarken ve geleceğin yönetmenlerini derinden etkilerken, izleyiciler üzerinde fırtınalar estirdi ve eleştirmenleri de fazlasıyla etkiledi. Ucuz Roman, birçok ödüle aday gösterildi ve özellikle Cannes’da Altın Palmiye Ödülü’nü alarak birçok başyapıtı geride bıraktı. Sonrasında en iyi film dalında Akademi Ödülü’nü kazanmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak tüm bu popülerliğine rağmen film, iddialı rakibi Forrest Gump’a yenildi. Ancak birçok sinemasever, Ucuz Roman’ın birinciliği daha fazla hak ettiğine inanıyordu. Filmin diğer önemli rakibinin de Esaretin Bedeli olduğunu göz önünde bulundurursak 1994 yılında En İyi Film Ödülü’nün alabilmenin dünyanın en zor şeylerinden biri olduğunu da kabul etmemiz gerekir.

Goodfellas – 1990

Martin Scorsese, dünyanın en büyük film endüstrisi Hollywood’un kraliyet ailesinin önemli bir bireyi olarak kabul edilir ve tüm zamanların en çok tanınan ve beğenilen filmlerinden bazılarını yapmıştır. Scorsese, 70’lerden bu yana sürekli olarak film yapmasına rağmen, 2006 yapımı Köstebek filmine kadar En İyi Film Oscar’ını alamamıştı. Birçok sinemasever bu ödülü, 1990 yapımı gangster filmi başyapıtı Goodfellas ile daha önce kazanması gerektiğine inanıyor. Başrollerinde Ray Liotta, Robert DeNiro ve Joe Pesci’nin yer aldığı film, türünün temel taşlarından biri ve pek çok kişi tarafından Scorsese’nin en iyi filmi olarak kabul ediliyor. Vizyona girdikten sonra aldığı övgüler ve adaylıklarla dikkat çekse de Goodfellas, diğer en iyi film adayı Kevin Costner’ın Kurtlarla Dans’ına karşı verdiği savaşı kaybetti. Oscar alamayan kaliteli filmlerin tartışıldığı her ortamda mutlaka konunun bir şekilde Goodfellas filmine gelmesi hiç şaşırtıcı olmaz. Film, hikaye anlatımındaki yenilikçi tarzı ve oyuncuların ikonik performanslarıyla o günden sonra çekilecek pek çok filme ilham kaynağı olmayı başarmış ve türüne gerçekçi, cesur ve şık bir yaklaşım getirmişti.

Er Ryan’ı Kurtarmak – 1998

Steven Spielberg, Hollywood’un en kariyerli yönetmenlerinden biri olarak bizlere birçok Akademi Ödüllü film senaryo, oyuncu v.s. sunmayı başarmış birisidir. 1998 yapımı Er Ryan’ı Kurtarmak, onun en güçlü ve etkileyici hikayelerinden biri olarak kabul edilir ve film o zamanlar büyük bir kitlesel başarı elde etmişti. Pek çok sinemasever, filmin en iyi film dalında Akademi Ödülü’nü evine götüreceğini tahmin ediyordu. Ancak film, son derece şaşırtıcı bir şekilde Aşık Sheakspeare’a karşı kaybettiğinde herkes büyük bir şok yaşamıştı. Er Ryan’ı Kurtarmak, yoğun ve doğru savaş tasvirleri, dramatik sahneleri ve Tom Hanks başta olmak üzere olağanüstü oyuncu performanslarıyla dikkat çeken bir film. Pek çok kişi için Er Ryan’ı Kurtarmak tüm zamanların eleştirel olarak en çok tanınan ve beğenilen savaş filmlerinden biridir ve bazıları onu Spielberg’in başyapıtı olarak kabul eder. Filmin insan üzerinde bıraktığı etki ve yaşattığı duygular göz önünde bulundurulduğunda Ryan’ın o yıl En İyi Film Oscar’ını gerçekten hak eden tek film olduğu konusunda fikir birliğine varmamak mümkün değil.

Kutsal Hazine Avcıları – 1981

Indiana Jones, tüm zamanların en ikonik karakterlerinden biri olarak kabul edilir ve Kutsal Hazine Avcıları, aksiyon-macera filmleri için bir standart olarak benimsenmiştir. Çoğu kişi bizimle aynı fikirde olmalı ki film, sektörde devrim yaracak bir şekilde zamanının gişe rekorlarını altüst etmişti. Sıra Akademi Ödülleri’ne geldiğinde ise, Kutsal Hazine Avcıları hatırı sayılır sayıda adaylık aldı ama ne yazık ki en iyi film ödülünü kazanmayı başaramadı. Kutsal Hazine Avcıları, yönetmen Spielberg’in muhteşem dokunuşları, dönemin ötesindeki görsel efektleri ve Harrison Ford’un onu yıldız yapan başrol performansı sayesinde aradan geçen onca yıla rağmen seyircileri etkilemeye devam ediyor. Günümüzde dahi film, türü için önemli bir ölçüt olarak kabul ediliyor ve birçok hayran, filmin En İyi Film ödülünü almayı fazlasıyla hak ettiğini iddia ediyor.

Önceki İçerik Netflix’te Yer Alan En Kaliteli 5 Savaş Konulu Film – Şubat 2022
Sonraki İçerik Stranger Things Beşinci ve Final Sezonuyla Ekranlara Veda Edecek