2023 Yılında 20 Yaşına Basacak 10 Muazzam Filmin Sıralaması

2003 yılı olaylı bir yıldı. Afganistan ve Irak’ın ABD, İngiltere ve NATO tarafından işgali ve sonrasında Saddam Hüseyin’in yakalanması ile birlikte savaş suçları ve insanlık dışı eylemler gerçekleşti; öte yandan, dünya İnsan Genom Projesi’nin tamamlanmasına tanık oldu. Yedi mürettebat üyesinin ölümüne yol açan trajik bir uzay mekiği felaketi hepimizi hüzne boğarken İran’da yaşanan büyük deprem 34.000 kişinin ölümüne neden olmuştu.

Pek olumlu hatırlanmayan bir yıl olmasına rağmen, 2003 yılı film endüstrisi için son derece verimli bir dönemdi. Yaşanan tüm bu üzücü olaya rağmen o sene son derece kaliteli filmler vizyona girdi. Haydi, bu yıl 20. yaş gününü kutlayacak filmlere bir göz atalı

Lost in Translation – Bir Konuşabilse

Lost in Translation, 2003 yılında kadın yönetmen Sofia Coppola tarafından çekilmiş bir romantik-dram filmidir. Başrollerinde Bill Murray ve Scarlett Johansson yer alıyor. Film, Tokyo’da bulunan bir otelde tesadüfen tanışan iki yabancının birbirleriyle kurdukları arkadaşlığı konu almaktadır.

Filmin baş karakteri Bob Harris (Bill Murray), ünlü bir aktördür ve Japonya’da bir viski reklamı çekimi için bulunmaktadır. Karısı ve çocuklarından uzakta, kendisini yalnız hissetmektedir. Diğer karakter Charlotte (Scarlett Johansson) ise, genç bir kadındır ve eşiyle birlikte Tokyo’da yaşamaktadır. Eşi, işi nedeniyle sürekli meşguldür ve Charlotte da kendisini yalnız hissetmektedir.

Bob ve Charlotte, otelde tesadüfen tanışırlar ve birbirleriyle konuşmaya başlarlar. İkisi de yabancı bir ülkede kendilerini yalnız hissederken iyi bir arkadaşlık kurarlar. Gece boyunca Tokyo’da gezerler ve birbirleriyle güzel vakit geçirirler.

Film, sadece bu arkadaşlığı konu almaz. Aynı zamanda, kültürler arasındaki farklılıklar, yalnızlık, aşk ve evlilik gibi derin konulara da değinir. Film, aynı zamanda müzik seçimleri ve atmosferi ile de dikkat çeker. “Lost in Translation”, eleştirmenlerden ve izleyicilerden olumlu eleştiriler almış ve birçok ödül kazanmıştır.

Mystic River – Gizemli Nehir

Mystic River, Dennis Lehane’in aynı adlı romanından uyarlanan, Clint Eastwood’un yönettiği 2003 yapımı bir dram-polisiye filmidir. Film, Boston, Massachusetts’te geçer ve üç çocukluk arkadaşının yaşamı üzerine odaklanır.

Filmin ana karakterleri Jimmy (Sean Penn), Sean (Kevin Bacon) ve Dave (Tim Robbins) bir zamanlar çocukken aynı mahallede büyürler. Ancak bir gün Dave, sokakta bir araba tarafından kaçırılıp taciz edilir. Olaydan sonra arkadaşları ona destek olurken, Dave kendisini kurtarmak için kaçar ve geri döndüğünde arkadaşlarıyla ilişkileri kopar. Olayın ardından hayatlarına farklı yönlerde devam ederler.

Yetişkin yaşlarında, Jimmy’in kızı Katie (Emmy Rossum) öldürülür. Sean, olayı soruşturmak için polis memuru olarak görevlendirilir ve Jimmy’nin kızının ölümü ile arkadaşları arasında ilişki kurar. Dave, polis tarafından şüpheli olarak görülür ve arkadaşları da onunla ilgili endişe duyarlar.

Filmin konusu, arkadaşlar arasındaki dinamikleri, aileler ve komşular arasındaki gerginlikleri ve şiddeti konu almaktadır. Film, aynı zamanda insan doğası, suç, adalet ve intikam konularına da değinir.

“Mystic River”, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve birçok ödül kazandı, bunlar arasında iki dalda Oscar ödülü (En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu) ve iki dalda Altın Küre ödülü (En İyi Yönetmen ve En İyi Sinema Filmi – Dram) de bulunuyor.

Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl – Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti

Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl, Gore Verbinski’nin yönettiği, yapımcılığı Jerry Bruckheimer tarafından üstlenilen 2003 yapımı bir aksiyon-macera filmidir. Film, Johnny Depp’in canlandırdığı Jack Sparrow karakteriyle ünlü hale gelmiştir.

Filmin konusu, Jack Sparrow’un eski gemisi olan Siyah İnci’nin yeni kaptanı olan Will Turner’ın (Orlando Bloom) ve Elizabeth Swann’ın (Keira Knightley) hikayesini takip eder. Will, Elizabeth’i kurtarmak için Jack Sparrow’un yardımına başvurur ve üçü birlikte Siyah İnci’yi geri almak için maceraya atılırlar.

Ancak, Siyah İnci’nin lanetli olduğu ortaya çıkar. Lanet, geminin eski mürettebatının hayatlarına mal olan 882 adet Aztek altınının üzerindeki büyüye dayanmaktadır. Lanetin etkisi altındaki eski mürettebat, gece yarısı ortaya çıkıp kendilerine yapılan kötülüğü intikam almak için ölümsüz olarak dolaşırlar. Will, Elizabeth ve Jack, bu laneti bozmak için çabalarken, Kraliyet Donanması gemisi Interceptor ile mücadele ederler ve lanetli mürettebatla da karşı karşıya gelirler.

Film, korsan temalı bir macera hikayesiyle birlikte, fantastik öğeler ve efsanevi deniz canavarları gibi unsurları da içermektedir. Aksiyon sahneleri, görsel efektleri ve Johnny Depp’in performansı gibi öğeler filmi popüler yapan faktörler arasındadır. Film, eleştirmenler tarafından da olumlu eleştiriler almıştır ve dünya çapında gişe rekorları kırmıştır.

Finding Nemo – Kayıp Balık Nemo

Finding Nemo, Pixar Stüdyoları tarafından yapılan ve Andrew Stanton ve Lee Unkrich tarafından yönetilen, 2003 yapımı bir animasyon filmidir. Film, dünya denizlerinde geçen bir macera hikayesi anlatmaktadır.

Marlin adındaki bir balık, büyük bir kayıp yaşamıştır. Eşi ve yüzlerce yavrusu, bir köpek balığı saldırısında kaybolmuştur ve tek kalan yavrusu Nemo’dur. Marlin, oğlunu korumak için onu sürekli gözlemekte ve endişelenmektedir. Ancak bir gün Nemo, balıkçıların ağına düşer ve Sydney’deki akvaryuma götürülür.

Marlin, Nemo’yu kurtarmak için tek yolu denizleri aşmak olan tehlikeli bir yolculuğa çıkar. Yolculuğu boyunca, Marlin, kendisiyle birlikte yolculuk eden Dory adlı mavi bir balıkla tanışır. Dory, unutkanlık sorunu yaşamaktadır ve bu da yolculuklarını daha da zorlaştırır. İkili, zorlu denizlerde mücadele ederek Nemo’yu kurtarmak için bir arayışa çıkarlar.

Film, aile, sevgi ve fedakarlık gibi temaları ele alırken, su altı dünyasının güzelliklerini ve çeşitliliğini de gözler önüne serer. Animasyonun kalitesi, karakterlerin sevimli ve eğlenceli tasarımı, zekice yazılmış senaryosu ve Albert Brooks’un Marlin karakteriyle yaptığı seslendirme performansı filmi unutulmaz kılan faktörler arasındadır.

Finding Nemo, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve birçok ödül kazandı, bunlar arasında En İyi Animasyon Film dalında Oscar ödülü de bulunuyor. Ayrıca dünya genelinde büyük bir gişe başarısı elde etti ve Pixar’ın en sevilen filmlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Oldboy – İhtiyar Delikanlı

Oldboy, 2003 yılında Güney Koreli yönetmen Park Chan-wook tarafından yönetilen, başrollerinde Choi Min-sik, Yoo Ji-tae ve Kang Hye-jung gibi oyuncuların yer aldığı bir gerilim filmidir. Film, Japon yazar Garon Tsuchiya’nın aynı adlı manga serisinden uyarlanmıştır.

Film, Oh Dae-su adında bir adamın (Choi Min-sik) 15 yıl boyunca esrarengiz bir şekilde kaçırılması ve hapis edilmesinin ardından özgürlüğüne kavuşmasını ve intikam alma arayışını anlatır. Dae-su, neden kaçırıldığını ve kim tarafından kaçırıldığını öğrenmek için araştırmalar yaparken, aynı zamanda eski okul arkadaşı Lee Woo-jin’in (Yoo Ji-tae) ölümcül bir oyunuyla karşı karşıya kalır.

Film, yoğun bir gerilim havası yaratan öyküsü, sıradışı kamera açıları, sürpriz sonu ve şiddet içeren sahneleriyle dikkat çekmektedir. Film, insan doğasındaki karanlık yönleri, aşkın gücü ve intikam duygusunun sonuçları gibi konulara da değinmektedir.

Oldboy, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödülü kazandı. Film, popüler kültürde de yer edinerek, yurt dışında bir Amerikan yapımı yeniden yapımı ve bir televizyon dizisi uyarlaması gibi farklı versiyonlarıyla da karşımıza çıkmıştır.

Kill Bill: Volume 1 – Kill Bill: Bölüm 1

Kill Bill: Volume 1, 2003 yılında Quentin Tarantino tarafından yazılan ve yönetilen, başrollerinde Uma Thurman, Lucy Liu, Vivica A. Fox ve Daryl Hannah gibi oyuncuların yer aldığı bir aksiyon filmidir. Film, öldürülmek üzere bırakılan ve intikam almak için yolculuğa çıkan “The Bride” olarak bilinen eski bir suikastçının hikayesini anlatmaktadır.

Film, Tarantino’nun kendi söylediği gibi “samuray filmleri, blaxploitation filmleri ve kung fu filmleri” gibi türlerden esinlenilmiştir. The Bride (Uma Thurman), düğün gününde grubu tarafından saldırıya uğrar ve koma haline girer. Uyandığında, intikam alma arzusuyla doludur ve eski patronu Bill (David Carradine) dahil olmak üzere onu öldürmeye çalışan herkesi öldürmek için bir yolculuğa çıkar.

Film, şiddet içeren sahneleri, stilize aksiyon sekansları ve Tarantino’nun kendine özgü diyalogları ile dikkat çeker. Ayrıca, filmde kullanılan müzikler de oldukça önemlidir ve müziklerin atmosferi artırdığı düşünülmektedir.

Kill Bill: Volume 1, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve gişede başarılı oldu. Film, Tarantino hayranları arasında da oldukça popülerdir ve zamanla bir kült film haline gelmiştir. Tarantino, daha sonra Kill Bill: Volume 2 adlı devam filmini çekti ve iki film bir arada, Kill Bill: The Whole Bloody Affair adı altında gösterildi.

Memories of Murder – Cinayet Günlüğü

Memories of Murder, Bong Joon-ho tarafından yönetilen, başrollerinde Song Kang-ho, Kim Sang-kyung ve Kim Roe-ha gibi oyuncuların yer aldığı, gerilim/dram türündeki Güney Kore yapımı bir filmdir. Film, gerçek bir seri katil vakasını ele almaktadır.

1960’lı yılların sonlarında, Güney Kore’nin bir kırsal bölgesinde, bir seri katil bir dizi kadını öldürmektedir. Polis, katili yakalamak için yoğun bir çalışma yürütür ancak sonuç alamaz. Bu esnada bir şehirli dedektif de soruşturmaya dahil olur ve farklı bir yaklaşım ile olayı çözmeye çalışır. Ancak, işler planlandığı gibi gitmez ve polisler, hem katilin peşinde hem de kendi içlerindeki sorunlarla mücadele etmek zorunda kalırlar.

Film, gerçek bir olaya dayanması ve olayın çözülmemesi nedeniyle birçok Güney Koreli tarafından da bilinir. Bong Joon-ho, filmde konuyu sadece bir gerilim filmi olarak ele almaktan ziyade, aynı zamanda polis soruşturma yöntemlerinin sınırlarına da dikkat çekmektedir. Film, zamanında geçen detaylı bir atmosfere sahip ve oyunculuklar ile yönetmenliği övgüyle karşılanmıştır.

Memories of Murder, eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve birçok ödül kazandı. Film, Güney Kore sinemasının en iyi filmleri arasında sayılmaktadır ve uluslararası düzeyde de tanınmıştır.

Lord of the Rings: Return of the King – Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü

Lord of the Rings: Return of the King, J.R.R. Tolkien’in aynı adlı romanından uyarlanan, Peter Jackson’ın yönettiği 2003 yapımı epik fantastik bir filmdir. Film, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin son filmidir.

Filmin konusu, Frodo Baggins (Elijah Wood) ve arkadaşlarının Yüzük Kardeşliği’nin son aşamasını takip eder. Yüzük Kardeşliği, Tek Yüzük’ün yok edilmesi için Sauron’un kontrolündeki Mordor’a doğru yola çıkar. Bu sırada, Orta Dünya’daki birçok karakterin hikayesi de filme dahil edilir.

Film, Tek Yüzük’ün yok edilmesi ve Sauron’un yenilgiye uğratılması için girişilen büyük savaşları anlatır. İyi ve kötü arasındaki son mücadelelerin yanı sıra, karakterlerin kişisel çekişmeleri, sadakatleri ve fedakarlıkları da filme dahil edilir. Filmdeki diğer önemli karakterler arasında Aragorn (Viggo Mortensen), Gandalf (Ian McKellen), Legolas (Orlando Bloom), Gimli (John Rhys-Davies), Samwise Gamgee (Sean Astin), Merry (Dominic Monaghan), Pippin (Billy Boyd) ve Gollum (Andy Serkis) yer alır.

Film, görsel efektleri, müzikleri, oyunculukları ve anlatımıyla eleştirmenler ve izleyiciler tarafından çok iyi karşılandı. Film, 11 dalda Oscar ödülü kazandı, bunlar arasında En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Uyarlama Senaryo ödülleri de bulunuyor. “Lord of the Rings: Return of the King”, sinema tarihinde en çok ödül kazanan film olarak da biliniyor.

Önceki İçerik Sinemanın İcadı: Tarihin En Önemli Keşiflerinden Birisi
Sonraki İçerik Nuri Bilge Ceylan Sineması: Yönetmenin Ödüllü Dünyası