
Steven Spielberg’den Geleceğin Yönetmen Adaylarına Tavsiyeler
Steven Spielberg, Hollywood’un en başarılı isimlerinden biri, hem gişe rekorları kıran hem de eleştirmenlerden yüksek puanlar alan olan düzinelerce filmin yazımı, yönetmenliği ve yapımından sorumlu. Dolayısıyla, her hevesli film yapımcısının bu büyük ustadan kariyer tavsiyesi almak isteyeceğini söyleyebiliriz. Ancak, üzerinde çalıştığı son proje olan Batı Yakası Hikayesi hakkında verdiği röportajda, Spielberg’in gelecek vadeden film yapımcılarına tavsiyeleri beklenenin biraz dışındaydı.
Collider’dan Steven Weintraub’un sorularını cevaplayan usta yönetmen, özellikle son dönemde daha fazla insanın film yapımı hakkında merak sahibi olması durumu sorulduğunda, Spielberg, insanların kamera arkasında işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmesini pek olumlu karşılamadığını söylüyor. Zira Spielberg’e göre bir film izlemek, insanların en sevdikleri hikayeleri ekran karşısında deneyimleyebildikleri büyülü bir olaydır. Bu hikayelerin kamera arkasında nasıl bir araya getirildiğini bildikleri takdirde bu deneyimin büyüsü yüksek ihtimalle bozulacaktır.
Spielberg sözlerine şöyle başlıyor;
“Umarım bu işi ciddi manada meslek edinmeyecek olanlar film yapımı hakkında hiçbir şey öğrenmezler. Umarım asla bilmezler. Umarım perdenin arkasında kimin olduğunu asla görmezler. Bence film yapımcısı olmak istemiyorlarsa, yani bu işe girmek istemiyorlarsa ve sadece eğlenmek istiyorlarsa, en iyisi çok fazla şey bilmemek. Çünkü bilmedikleri zaman ekranın önü ve arkasındaki o büyülü duvar yıkılmayacak ve işin büyüsü bozulmayacak. İnsanların bu şekilde mutlu olması çok daha kolay.”

Spielberg, halkın film yapmayı öğrenmemesini istese de, özellikle sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaşmak için telefonlarının kamerasını kullanan yeni nesil hikaye anlatıcılarını da yakından izlediğini söylüyor.
“Hikayelerini anlatmak isteyen başka bir grup insan daha var ki onlara şu anda iPhone’larıyla bunu yapabiliyorlar ve şu anda sosyal medyada, Twitter’da, Instagram’da ve TikTok’ta hikyelerini anlatıyorlar. Gözüm her zaman onların üzerinde çünkü bu insanlar hem senaryoyu yazıyor, hem oynuyor hem de çekiyorlar.”
Bu hevesli hikaye anlatıcıları için Spielberg tavsiyelerini verirken gayet keyifliydi. İyi bir hikaye anlatmanın kamera hareketiyle hiçbir ilgisi yoktur, çünkü teknik, insanları filmlerinizi izlemeye devam ettirmek kadar önemli değildir. Spielberg sözlerine şöyle devam ediyor;
“Vermeyi sevdiğim tek tavsiye, teknik hakkında çok fazla endişelenme ve kamerayı nereye koyacağın ya da ışığın nasıl olduğu konusunda çok fazla endişelenme. Sadece bir şey için endişelen ve kendinle meşgul ol, gerçekten ilginç olan bir hikayeyi nasıl anlatırsın, hikayeyi anlatırken filmin tam ortasında birinin odadan çıkıp gitmemesini nasıl sağlayabilirsin? İnsanların dikkatleri dağılmadan, hikayeden uzaklaşmadan izleyebildikleri bir hikayeyi nasıl anlatırsınız? Önce bir yol bulun, sanatınızı hikaye anlatımınız aracılığıyla ifade etmenin zorlayıcı bir yolunu. Bunu bir kez elde ettiğinizde, bu dünyada etrafınızda dolaşacak ve size yol gösterecek birçok insan var, ancak nasıl bir hikaye anlatıcısı olunacağını öğrenmeniz gerek, bu size verebileceğim en önemli tavsiye.”
Amatör veya profesyonel hiç fark etmez, dünyanı gelmiş geçmiş en büyük yönetmenlerinden biri olan Steven Spielberg’in bu altın değerindeki tavsiyesini kulak ardı etmemek potansiyel hikaye anlatıcıları olarak hepimiz için büyük önem arz ediyor.